Stuart Alderoty’den Kripto Düzenlemelerine Dair Çarpıcı Mesaj

Kripto para dünyasında düzenleme tartışmaları tüm hızıyla devam ederken Ripple’ın Baş Hukuk Sorumlusu Stuart Alderoty, sektörün geleceğine dair önemli açıklamalarda bulundu. Georgetown Üniversitesi’nde düzenlenen Psaros Center for Financial Markets and Policy konferansında konuşan Alderoty, ABD’nin kripto varlıklar için geliştirmeyi planladığı yeni düzenlemelerin, 2008 küresel krizinin ardından çıkarılan Dodd-Frank Yasası ile aynı mantıkla ele alınmaması gerektiğini söyledi. Ona göre kripto sektörü, kriz sonrası sert önlemler yerine proaktif ve denge gözeten bir yaklaşım ile düzenlenmeli.

Dodd-Frank Yasası ve Kripto Sektörü Arasındaki Fark

2008 finansal krizinin ardından kabul edilen Dodd-Frank Yasası, bankacılık sisteminde sıkı denetimleri artırmış, tüketicileri korumak için yeni kurumlar kurmuş ve finansal piyasalarda köklü değişiklikler getirmişti. Alderoty, bu yasanın kriz sonrası bir refleks olduğunu, oysa kripto paraların hala gelişmekte olan bir sektör olduğunu vurguladı. Kripto ekosisteminde, ani ve ağır düzenlemelerin inovasyonu engelleyebileceğine dikkat çekti. Ona göre doğru yaklaşım, sektör olgunlaşırken dengeli, kademeli ve önleyici adımlar atmak olmalı.

Washington’da Devam Eden Yasal Süreç

ABD Kongresi’nde kripto varlıkları kapsayan yasa çalışmaları hız kazanmış durumda. Temsilciler Meclisi, yaz aylarında kabul ettiği yasa tasarısında Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC) ile Emtia Vadeli İşlemler Komisyonu’nun (CFTC) yetki alanlarını netleştirmişti. Bu tasarı, dijital varlık şirketlerinin müşteri varlıklarını şirket fonlarından ayrı tutmasını şart koşuyor ve bireysel yatırımcılar için daha fazla şeffaflık talep ediyor. Öte yandan Senato Bankacılık Komitesi’nin gündeminde olan tasarı, “ikincil varlıklar” kavramına odaklanıyor. Bu kavram, belirli dijital varlıkların menkul kıymet sayılmaması için yasal çerçeve sunmayı amaçlıyor. Alderoty ise bu iki yaklaşımın birleştirilmesi gerektiğini, aksi takdirde sektörün karmaşık ve belirsiz bir düzenleme ortamında kalacağını dile getirdi.

Ripple’ın Düzenleme Çağrısındaki Stratejik Hedef

Ripple, son yıllarda ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu ile yaşadığı davalar nedeniyle düzenlemeler konusuna oldukça temkinli yaklaşıyor. Alderoty’nin sözleri de bu deneyimlerin bir yansıması olarak yorumlanıyor. Ripple, kripto paraların yasal çerçeveye kavuşmasını desteklerken, inovasyonu ve sektörün büyümesini engelleyecek kadar sert düzenlemelere karşı çıkıyor. Alderoty’nin “Piyasa yapısı karmaşık bir konu. Akıllı bir piyasa yapısı yasasından yanayım ama şu aşamada kripto paralar için bir Dodd-Frank’a ihtiyacımız yok” sözleri, bu stratejinin altını çiziyor.

XRP Yatırımcılarına Müjde: Ripple, BlackRock ve VanEck ile Dev Ortaklığı Duyurdu
XRP Yatırımcılarına Müjde: Ripple, BlackRock ve VanEck ile Dev Ortaklığı Duyurdu
İçeriği Görüntüle

Kripto Ekosisteminde Dengeli Düzenlemenin Önemi

Uzmanlara göre kripto piyasaları, hem yatırımcıları koruyacak hem de yeniliğin önünü açacak bir modele ihtiyaç duyuyor. Aşırı katı düzenlemeler, genç girişimlerin gelişmesini ve yeni teknolojilerin piyasaya çıkmasını engelleyebilir. Öte yandan düzenleme boşluğu da dolandırıcılık, kara para aklama ve piyasa manipülasyonlarını artırabilir. Alderoty’nin çağrısı, işte bu dengeye dikkat çekiyor. Ona göre yapılması gereken, piyasa yapısının şeffaflığını artıracak, tüketiciyi koruyacak ama aynı zamanda sektörün dinamizmini ve uluslararası rekabet gücünü zedelemeyecek bir yol haritası oluşturmak.

Küresel Rekabet ve ABD’nin Rolü

Alderoty’nin açıklamaları yalnızca ABD iç siyasetini değil, küresel kripto rekabetini de yakından ilgilendiriyor. Avrupa Birliği, geçtiğimiz yıl MiCA (Markets in Crypto Assets) düzenlemesini yürürlüğe koyarak kıtada kapsamlı bir kripto çerçevesi oluşturdu. Asya’da ise Singapur, Hong Kong ve Güney Kore gibi merkezler yatırımcı dostu düzenlemeleriyle öne çıkıyor. ABD’nin geride kalması, kripto şirketlerinin yurt dışına yönelmesine yol açabilir. Bu nedenle Ripple yöneticisi, Washington’un hızlı ama doğru adımlar atması gerektiğini, aksi halde ülkenin finansal inovasyon yarışında geri kalabileceğini vurguluyor.

Kaynak: Zeki Ersin Yıldırım