Macron'dan İran’a Sert Mesaj: “Tutuklu Fransız Vatandaşlarımızı Derhal Serbest Bırakın”
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ile yaptığı resmi telefon görüşmesinde, 2022 yılından bu yana İran'da tutuklu bulunan iki Fransız vatandaşı olan Cecile Kohler ve Jacques Paris’in derhal serbest bırakılmasını talep etti. Macron, sadece bu iki kişinin özgürlüğünü değil, aynı zamanda bölgede barışın ve nükleer denetimlerin yeniden tesisi konularını da masaya yatırdı. Görüşmenin ardından sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, hem Fransız vatandaşlarının güvenliği hem de Orta Doğu’daki istikrar için diplomatik çabalarını kararlılıkla sürdüreceğini belirtti.
Macron'dan Pezeşkiyan’a Net Çağrı
Fransa lideri Emmanuel Macron, İran Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesine ilişkin detayları kamuoyuyla paylaştı. Sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada Macron, 2022 yılından bu yana İran’da tutuklu bulunan Fransız vatandaşları Cecile Kohler ve Jacques Paris’in serbest bırakılması çağrısını doğrudan Pezeşkiyan’a ilettiğini ifade etti. Macron, bu iki vatandaşın İran’da hiçbir tehdit altında kalmadan ülkelerine dönmelerinin hem insani hem de diplomatik bir sorumluluk olduğunu belirtti. Fransa’nın İran’daki diplomatik varlıklarının da tehditlerden arındırılması gerektiğini vurgulayan Macron, vatandaşlarının güvenliğinin en öncelikli mesele olduğunu dile getirdi.
Görüşmede ayrıca, İran’ın nükleer programı ve balistik füze faaliyetleri de gündeme geldi. Macron, İran’a Birleşmiş Milletler çatısı altındaki Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) ile tam iş birliği içerisinde olma çağrısında bulundu. Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması’na (NPT) bağlı kalınması gerektiğini hatırlatarak, şeffaf ve denetlenebilir bir programın İran'ın da faydasına olacağını ifade etti.
Aileler Endişeli: "Yaşıyorlar mı Bilmiyoruz"
Cecile Kohler ve Jacques Paris'in İran’da tutuklanmasının üzerinden iki yılı aşkın bir süre geçti. İran makamları, bu iki Fransız vatandaşı hakkında casusluk suçlaması yöneltmişti. Ancak Kohler ve Paris’in aileleri, bu iddiaların siyasi gerekçelere dayandığını ve iki öğretmenin İran’a yalnızca kültürel amaçlarla gittiğini savunuyor. Aileler, yakınlarının başkent Tahran’da bulunan ve sık sık yabancı tutukluların tutulduğu bilinen Evin Hapishanesi'nde olduklarını tahmin ediyor.
Ancak 23 Haziran tarihinde İsrail’in İran’a düzenlediği saldırılar sırasında Evin Hapishanesi’nin hedef alınmış olabileceği iddiaları, ailelerin endişelerini ciddi şekilde artırdı. Saldırının ardından her iki Fransız vatandaşıyla ilgili herhangi bir haber alınamaması, kamuoyunda “acaba yaşıyorlar mı?” sorusunu gündeme taşıdı. Aileler, İranlı yetkililere çağrıda bulunarak, Kohler ve Paris’in hayatta olduklarına dair kesin kanıtların bir an önce paylaşılmasını talep etti. Durumun belirsizliği ve İran’ın bilgi paylaşımındaki ketumluğu, ailelerin yaşadığı çaresizliği daha da derinleştiriyor.
Uluslararası Gözlemciler Süreci Takipte
Macron’un bu çıkışı, sadece Fransa’da değil, Avrupa genelinde de yankı uyandırdı. İnsan hakları kuruluşları ve diplomatik gözlemciler, İran’da uzun süredir tutuklu bulunan yabancı uyruklu kişilerin çoğunun siyasi pazarlıklar için rehin tutulduğuna dikkat çekiyor. Uluslararası arenada "rehin diplomasisi" olarak adlandırılan bu durumun, özellikle Avrupa ülkeleriyle İran arasındaki ilişkilerde büyük gerilime neden olduğu biliniyor.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un açıklamaları, bu politikaya karşı net bir duruş olarak yorumlandı. Macron, nükleer faaliyetlerin yeniden uluslararası denetim altına alınması gerektiğini vurgularken, bölgedeki ateşkese sadık kalınmasının da hayati önem taşıdığını belirtti. Özellikle son dönemlerde İsrail ve İran arasında artan gerilim, bölgedeki dengeleri tehdit ederken, Macron’un barışa dair çağrısı uluslararası çevrelerden de destek buldu.
Fransa'nın bu konudaki diplomatik baskıyı artırması bekleniyor. Macron, açıklamasında “Önümüzdeki günlerde bu hedeflere ulaşmak için çalışmalarımı sürdüreceğim” diyerek hem vatandaşlarının güvenliği hem de bölgesel barış için girişimlerinin devam edeceğinin sinyalini verdi. Tüm gözler şimdi, İran makamlarının bu çağrılara nasıl bir yanıt vereceğinde.