Bitcoin piyasasında uzun yıllardır neredeyse değişmez bir kural gibi kabul edilen dört yıllık döngü anlatısı, son dönemde ciddi biçimde sorgulanmaya başladı. Yatırımcıların hafızasına kazınan “yarılanmayı bekle, boğa piyasasında sat” yaklaşımı, güncel fiyat hareketleriyle birlikte eskisi kadar net sinyaller üretmiyor. Arz yapısındaki değişim, kurumsal yatırımcıların artan etkisi ve küresel makroekonomik faktörlerin Bitcoin üzerindeki belirleyici rolü, klasik döngü teorisinin gücünü zayıflatıyor.
Dört Yıllık Döngü Neden Bu Kadar Güçlü Kabul Edildi?
Bitcoin’in dört yıllık döngüsü, temelde halving yani yarılanma mekanizmasına dayanıyordu. Yaklaşık her dört yılda bir, madencilere verilen blok ödülleri yarıya düşüyor ve bu da piyasaya giren yeni Bitcoin miktarını azaltıyordu. Bitcoin’in erken dönemlerinde bu mekanizma son derece etkili sonuçlar doğurdu. Arz hızla düşerken talep sabit kaldığında ya da arttığında, fiyat üzerinde güçlü bir yukarı yönlü baskı oluştu. Geçmiş yıllarda halving sonrası yaşanan sert yükselişler ve ardından gelen derin düzeltmeler, bu döngünün neredeyse kaçınılmaz olduğu algısını pekiştirdi.
Arz Gerçeği Değişti, Etki Zayıfladı mı?
Bugün gelinen noktada tablo önemli ölçüde farklı. Mevcut verilere göre çıkarılabilecek tüm Bitcoin’lerin yüzde 95’inden fazlası halihazırda dolaşımda bulunuyor. Kalan arz ise önümüzdeki onlarca yıla yayılarak, son derece sınırlı bir hızla piyasaya girecek. Güncel hesaplamalar, Bitcoin’in yıllık arz artış oranının yaklaşık yüzde 1 seviyesinde olduğunu gösteriyor. Bu oran, birçok yatırımcının “kıtlık varlığı” olarak gördüğü altından bile daha düşük. Bu durum, kritik bir soruyu gündeme taşıyor: Zaten oldukça sınırlı olan bir arzın yarıya indirilmesi, fiyat üzerinde geçmişteki kadar güçlü bir etki yaratabilir mi?
Bitcoin Fiyatını Artık Asıl Ne Yönlendiriyor?
Son yıllardaki büyük fiyat hareketleri incelendiğinde, Bitcoin’in yalnızca halving ile değil, küresel likidite koşulları ve makroekonomik döngülerle de güçlü biçimde örtüştüğü görülüyor. 2017’deki yükseliş, küresel ekonomik genişleme ve bol likidite dönemine denk geldi. 2020 ve 2021’de yaşanan tarihi boğa piyasası ise pandemi sonrası devasa parasal genişleme ve teşvik paketleriyle paralel ilerledi. 2024’te ise spot Bitcoin ETF’lerinin devreye girmesiyle birlikte kurumsal sermaye akışı, fiyat üzerinde belirleyici bir rol oynadı.
Özellikle 2024 yılında Bitcoin’in, henüz halving gerçekleşmeden önce tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaşması, klasik döngü anlatısının dışına çıkıldığını açık biçimde gösterdi. Bu gelişme, Bitcoin’in artık yalnızca spekülatif bir varlık değil, daha olgun ve çok boyutlu bir finansal enstrüman haline geldiğine işaret ediyor.
Likidite, ETF’ler ve Yeni Piyasa Dinamikleri
Bitcoin’in küresel para arzı ve finansal likiditeyle olan ilişkisi her geçen yıl daha görünür hale geliyor. Likiditenin arttığı dönemlerde Bitcoin’in güçlü performans sergilediği, parasal sıkılaşma dönemlerinde ise baskı altında kaldığı gözlemleniyor. Spot Bitcoin ETF’leri ise bu denkleme yeni bir boyut ekledi. Kurumsal yatırımcıların regüle edilmiş ürünler üzerinden piyasaya girmesi, fiyat hareketlerini halving’den bağımsız olarak etkileyebiliyor.
Dikkat çeken bir başka unsur ise son zirvelerin, geçmiş boğa piyasalarına kıyasla daha düşük bir coşku ortamında oluşması. Bu tablo, döngülerin tamamen ortadan kalktığını değil; daha zayıf, daha karmaşık ve daha az öngörülebilir hale geldiğini düşündürüyor.
Bitcoin Şu An Hangi Aşamada?
Kısa vadede Bitcoin, teknik göstergeler açısından temkinli bir görünüm sergiliyor. Fiyatın önemli hareketli ortalamaların altında seyretmesi ve işlem hacmindeki zayıflama, yatırımcıların risk alma iştahında azalma olduğuna işaret ediyor. Bu süreçte sermayenin bir bölümünün yapay zeka, robotik ve teknoloji hisseleri gibi daha hızlı getiri potansiyeli sunan alanlara yöneldiği görülüyor.
Buna karşın makroekonomik cephede dengeler yavaş yavaş değişiyor. Merkez bankalarının faiz indirimlerine yaklaşması ve küresel likiditenin kademeli olarak artma ihtimali, geçmişte Bitcoin’i destekleyen koşulların yeniden oluşabileceğine dair sinyaller veriyor. Likiditenin artmasıyla birlikte riskli varlıklara olan ilginin yeniden canlanması, Bitcoin için orta ve uzun vadede daha elverişli bir zemin yaratabilir.
Döngü Bitti mi, Yoksa Şekil mi Değiştirdi?
Bitcoin’in dört yıllık döngüsü tamamen ortadan kalkmış olmayabilir. Ancak artık fiyatı tek başına yönlendiren ana faktör olmaktan uzaklaştığı görülüyor. Günümüzde Bitcoin’i anlamak için yalnızca yarılanmayı değil, küresel likidite koşullarını, ETF akışlarını ve makroekonomik gelişmeleri birlikte değerlendirmek gerekiyor. Bitcoin olgunlaştıkça, piyasa döngüleri de daha karmaşık ve çok değişkenli bir yapıya evriliyor. Bu da yatırımcılar için ezberlerin bozulduğu, daha dikkatli analiz gerektiren yeni bir dönemin kapısını aralıyor.