657 Sayılı Kanun Evlenme Durumu İçin 7 Gün İzin Tanıyor
Kamu çalışanlarının sahip olduğu yasal haklardan biri olan evlilik izni, özellikle kullanımıyla ilgili zamanlama konusunda birçok soru işareti barındırıyor. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda düzenlenen bu hak, uygulamada farklı yorumlara yol açabiliyor. Memurlar, evlilik iznini hangi tarihten itibaren ve hangi şartlar altında kullanabileceklerini net olarak bilmek istiyor. Bu konuda yapılan kurumsal açıklamalar, uygulamaya dair belirsizlikleri önemli ölçüde azaltıyor.
Devlet Memurları Kanunu'nun 104. maddesinin (B) bendinde "mazeret izni" başlığı altında yer alan düzenlemeye göre, memurlara evlenmeleri halinde 7 gün süreyle mazeret izni verilmektedir. İlgili hüküm, yalnızca evlilik durumunda değil; eşin doğum yapması ya da eşin, çocuğun, kendisinin veya eşinin anne, baba ya da kardeşinin vefatı gibi özel durumlar için de izin hakkı tanımaktadır. Ancak evlilik izninin ne zaman başlayacağı konusunda kanunda açık bir tarih belirtilmemiştir. Yani, yasal metin iznin başlangıç tarihine dair bir sınır çizmemekte, bu da uygulamada farklılıkların oluşmasına yol açabilmektedir.
Evlilik izni hakkı, sadece bir gün veya birkaç günle sınırlı değildir; toplamda 7 günlük bir süreyi kapsar. Bu süre resmi çalışma günleri üzerinden hesaplanır ve memurun izne başladığı günden itibaren ardışık olarak devam eder. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, iznin resmi nikah tarihiyle mi yoksa düğün tarihiyle mi ilişkilendirileceğidir. Çünkü bazı memurlar nikah ve düğünlerini farklı tarihlerde yapabilmektedir ve bu durum iznin hangi tarihten itibaren başlatılacağı sorusunu gündeme getirmektedir.
İzin Başlangıcı Memurun Seçimine Göre Belirleniyor
Resmi görüşler, iznin başlangıç zamanı konusunda memura seçim hakkı tanındığını ortaya koyuyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın 29 Aralık 2023 tarihli yazısında, evlilik nedeniyle verilen mazeret izninin öncelikli olarak resmi nikah tarihinden başlatılabileceği ifade edilmiştir. Ancak, nikah tarihi ile düğün töreni tarihi farklılık gösteriyorsa, memurun isteği doğrultusunda düğün tarihine göre de izin başlatılabilmektedir.
Bu açıklamalar doğrultusunda, evlenen bir memur, isterse nikahın kıyıldığı tarihten, isterse düğün töreninin yapıldığı günden itibaren 7 günlük evlilik iznini kullanabilir. Memurun talebi doğrultusunda işlem yapılması esastır ve kurumların, bu hakkı kısıtlama veya reddetme yetkisi bulunmamaktadır. Tek koşul, evliliğin resmi bir belgeyle kanıtlanmasıdır. Genellikle evlilik cüzdanı ya da düğün davetiyesi gibi belgeler, iznin kullanılabilmesi için yeterli görülmektedir.
Önemli bir diğer husus ise, memurun birden fazla evlilik yapması durumunda her evlilik için ayrı ayrı 7 günlük mazeret izni hakkına sahip olmasıdır. Yani önceki evliliğinde bu hakkı kullanan bir memur, yeniden evlenmesi halinde yeni bir izin süresinden yararlanabilir. Bu hak, her bir evlilik için bağımsız şekilde doğmakta ve kullanılabilmektedir.
Evlilik İzni Kullanımında Dikkat Edilmesi Gerekenler
Evlilik mazeret izni kullanılırken, memurun izne çıkmadan önce resmi belgeleri kurumuna sunması ve izin talebini yazılı olarak iletmesi gereklidir. Her ne kadar mevzuatta belge sunumu konusunda ayrıntılı bir düzenleme bulunmasa da, uygulamada evlilik cüzdanı ibrazı yeterli kabul edilmektedir. İdare, belgelerin sunulmasının ardından izin talebini onaylamak zorundadır; iznin verilip verilmemesi idarenin takdirine bağlı değildir.
İzin süresi yedi gün olmakla birlikte, bu süre resmi tatil ve hafta sonlarına denk geliyorsa, genel uygulama izin süresinin bu günleri de kapsayacak şekilde ilerlemesi yönündedir. Yani, izin süresi içinde hafta sonu ya da resmi tatil olması, 7 günün uzatılmasına yol açmaz. Memurların bu detayı göz önünde bulundurarak izin tarihlerini belirlemeleri önem taşır.
Evlilik izni kamu çalışanlarının önemli bir yasal hakkıdır ve kullanımında memurun talebi esas alınmaktadır. Nikah veya düğün tarihlerinden biri esas alınarak başlatılabilen bu izin, memura düğün hazırlıkları ve evlilik sonrası süreç için önemli bir zaman dilimi sunmaktadır. Bu hakkın doğru ve eksiksiz şekilde kullanılması, hem memurun hem de kurumun yararına olacaktır.