Artrit ve Osteoporoz Toplumda Yaygın Ancak Geç Fark Ediliyor
Uzmanlar, eklem ve kemik hastalıklarının toplum genelinde oldukça sık görülmesine rağmen genellikle geç fark edildiğine dikkat çekiyor. Özellikle artrit ve osteoporoz gibi hastalıklar, sinsi ilerleyişleri nedeniyle çoğu zaman ciddi boyutlara ulaşmadan önce belirti vermeyebiliyor. Bu durum, hastalığın erken tanı aşamasını zorlaştırıyor ve tedavi sürecini geciktiriyor. Tıp dünyasında yapılan son değerlendirmelere göre, erken tanı ve düzenli egzersiz alışkanlığı sayesinde bu hastalıkların ilerlemesinin önüne geçmek mümkün hale geliyor.
Medicana Kadıköy Hastanesi uzmanları, eklem ve kemik sağlığını korumanın yalnızca tedaviyle değil, yaşam tarzı değişiklikleriyle de yakından ilişkili olduğunu vurguluyor. Özellikle ileri yaş grubunda ve menopoz sonrası kadınlarda bu tür rahatsızlıkların daha sık görülmesi, farkındalık ve önleyici sağlık yaklaşımının önemini artırıyor.
Artrit Genç Yaşlarda da Görülebiliyor
Romatoloji Uzmanı Prof. Dr. Seval Pehlevan, artritin yalnızca yaşlılarda değil genç bireylerde de ortaya çıkabileceğini belirtiyor. Artrit, eklemlerde meydana gelen iltihaplanma sonucu ağrı, şişlik ve tutukluk gibi belirtilerle kendini gösteriyor. Hastalar genellikle ağrı nedeniyle hareket etmeyi azaltma eğiliminde oluyor. Ancak bu durum eklem sertliğini artırarak hastalığın seyrini olumsuz etkiliyor.
Uzmanlar, doğru egzersiz programlarının kasları güçlendirerek eklemlere binen yükü hafiflettiğini ve iltihabın kontrol altına alınmasına yardımcı olduğunu ifade ediyor. Erken dönemde başlanan tedaviler sayesinde eklem deformasyonlarının önlenebileceği, böylece hastaların yaşam kalitesinin korunabileceği belirtiliyor.
Prof. Dr. Pehlevan, artrit tedavisinde kişiye özel planlamanın önemini de vurguluyor. İlaç tedavisinin yanı sıra fizik tedavi uygulamaları, kilo kontrolü ve düzenli egzersiz, hastalığın seyrini belirleyen en önemli faktörler arasında yer alıyor.
Osteoporoz Sessiz İlerleyen Bir Tehlike
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Gül Erden Hocaoğlu, osteoporozun genellikle belirti vermeden ilerleyen bir kemik hastalığı olduğuna dikkat çekiyor. Kemik yoğunluğunun azalmasıyla birlikte kemikler kırılgan hale geliyor ve bu durum özellikle yaşlı bireylerde ciddi kırıklara neden olabiliyor. Kadınlarda menopoz sonrası dönemde östrojen seviyesinin düşmesi, erkeklerde ise yaşa bağlı hormonal değişimler bu süreci hızlandırıyor.
Dr. Hocaoğlu, osteoporozun erken tanısında düzenli kemik yoğunluğu ölçümünün önemine değiniyor. 50 yaşın üzerindeki bireylerin bu testleri yaptırması, hastalığın ilerlemesini durdurma açısından kritik bir adım olarak görülüyor. Çünkü çoğu zaman ilk belirti bir kırıkla ortaya çıkıyor ve bu da tedavi sürecini zorlaştırıyor.
Sağlıklı Eklemler ve Güçlü Kemikler İçin Yaşam Tarzı Değişiklikleri
Uzmanlara göre, eklem ve kemik sağlığını korumak için yaşam tarzında yapılacak küçük değişiklikler büyük farklar yaratabiliyor. Düzenli yürüyüş, yüzme ve hafif direnç egzersizleri kemik yapımını destekleyerek kas gücünü artırıyor. Ayrıca yeterli düzeyde kalsiyum ve D vitamini alımı, güneşten faydalanma ve sigaradan uzak durma alışkanlıkları kemik sağlığı üzerinde koruyucu etki oluşturuyor.
Dr. Hocaoğlu, sağlıklı bir yaşamın anahtarının güçlü kas ve kemik yapısından geçtiğini belirtiyor. Egzersizlerin yalnızca fiziksel değil, ruhsal denge üzerinde de olumlu etkiler yarattığını ifade eden uzman, bireylerin aktif yaşam biçimini benimsemeleri gerektiğini vurguluyor.