Modern araçlarda her geçen yıl daha da büyüyen dokunmatik ekranlar, sürüşü dijitalleştirerek kullanıcıya konfor sunmayı hedefliyor. Ancak yapılan son testler, bu ekranların sürücünün dikkatini tehlikeli ölçüde böldüğünü ve ortaya çıkan reaksiyon kaybının alkol etkisine benzer bir sonuç doğurduğunu gözler önüne seriyor. Otomobil içi teknolojilerin artmasıyla birlikte güvenlik tartışmalarının da sertleştiği bu dönemde, bazı üreticilerin fiziksel düğmelere geri döndüğü dikkat çekiyor.
Dokunmatik Ekranların Dikkat Üzerindeki Etkisi Bilimsel Olarak Ortaya Kondu
Araç ekranları ile etkileşim sırasında sürücünün dikkati birkaç saniyeliğine dağılıyor. Fakat yeni yapılan kapsamlı testler bu sürenin tehlikenin boyutunu çarpıcı biçimde açıkladı. Klima ayarı yapmak, navigasyonu yakınlaştırmak ya da radyo değiştirmek gibi basit işlemler bile sürücünün gözünü 3 ila 5 saniye boyunca yoldan ayırmasına neden oluyor. Bu süre, saatte 90 kilometre hızla ilerleyen bir aracın yaklaşık bir futbol sahası uzunluğunda yol alması anlamına geliyor.
Bu süre zarfında sürücünün yaşadığı dikkat kopukluğunun, alkol altında araç kullanan bir kişinin reaksiyon kaybına benzer olduğu belirtiliyor. Trafik güvenliği uzmanları, bu durumun kazaların artmasına zemin hazırladığını ve yüksek teknolojinin doğru uygulanmadığında güvenliği riske atabileceğini vurguluyor.
Üreticiler Kullanıcı Baskısıyla Fiziksel Tuşlara Geri Dönüyor
Dokunmatik ekran furyası ilk olarak Tesla Model S gibi modellerin dev konsol ekranlarıyla yaygınlaşmıştı. Zamanla neredeyse tüm araç fonksiyonları —klima, medya, navigasyon, hatta bazı güvenlik ayarları— tamamen ekrana taşındı. Kullanıcı deneyimini modernleştirdiği iddia edilen bu tasarım, yeni araştırmalarla birlikte eleştiri odağına yerleşti.
Avrupa merkezli bazı üreticiler, sürücülerin ekranda kaybolmasının doğrudan güvenlik riski yaratması nedeniyle fiziksel düğmelere dönüş planlarını duyurmaya başladı. Sürücülerden gelen yoğun şikâyetler ve bağımsız testlerin sonuçları bu kararda etkili oldu. Fiziksel tuşların en büyük avantajı ise sürücünün görüntüye bakmadan, yalnızca kas hafızasıyla komut verebilmesi.
“Telefonu Yasaklayan Mantık Araç Ekranına Neden Uygulanmıyor?”
Uzmanların dikkat çektiği bir başka konu ise yasal boşluk. Sürüş sırasında telefon kullanımının yasaklanmasının temel gerekçesi dikkat dağınıklığı. Ancak aynı dikkat kaybını yaratan dokunmatik ekranlar için küresel çapta henüz net bir regülasyon bulunmuyor.
Bazı testlerde, sürücülerin araç ekranında gerçekleştirdiği basit işlemlerin bile telefon kullanımından daha fazla dikkat kopukluğu yarattığı gözlendi. Bunun en önemli nedeni, araç ekranlarının menü karmaşıklığı ve daha fazla dokunmatik hareket gerektirmesi olarak ifade ediliyor.
Otomobil Tasarımında Yeni Bir Dönem Başlıyor
Araştırmaların ortaya koyduğu riskler, otomotiv sektörünü yeni bir tasarım anlayışına itiyor. Uzmanlar, gelecekte araç içi kontrol yapılandırmalarının hibrit bir form kazanacağını öngörüyor. Yani dokunmatik ekranlar tamamen ortadan kalkmasa bile; güvenlik kritik fonksiyonları fiziksel düğmelere geri taşınacak.
Ayrıca gelişen sesli komut sistemleri ve yapay zekâ destekli asistanlar sayesinde ekrana dokunma ihtiyacı azalacak. Bu durum hem sürüş deneyimini sadeleştirecek hem de güvenliği artıracak.
Sektör İçin Mesaj: Teknoloji Yenilikçi Olabilir, Ama Güvenlik Vazgeçilmez
Bu bulgular, otomobil üreticilerine önemli bir uyarı niteliği taşıyor. Dijitalleşme kaçınılmaz olsa da sürücünün dikkati ve güvenliği her zaman öncelik olmalı. Araç içi sistemlerin sadeleştirilmesi, daha sezgisel arayüzler geliştirilmesi ve kritik ayarların fiziksel hâle dönmesi, gelecek yılların temel tasarım kriterleri arasında yer alabilir.
Dikkat dağıtıcı teknolojilerin artmasıyla birlikte otomobil sektörünün, sürücünün gözünü yoldan ayırmadan komut verebileceği çözümlere odaklanması bekleniyor. Bu yaklaşım, modern araçların hem teknolojik hem de güvenli olmasını sağlayacak.