Liquid Glass Tasarımı Beklenen Etkiyi Yaratmadı

Apple, iOS 26 güncellemesiyle birlikte mobil yazılım tarihinde yeni bir döneme geçtiğini duyurmuş ve “Liquid Glass” adını verdiği tasarım dilini kullanıcılarla buluşturmuştu. Saydam katmanların, akıcı animasyonların ve dinamik geçişlerin ön planda olduğu bu yenilikçi yaklaşım ilk bakışta dikkat çekici bir estetik sunarken, pratik kullanımda sorunları da beraberinde getirdi. Özellikle yoğun görsel efektler, eski iPhone modellerinde donma ve gecikmelere yol açarak performans şikâyetlerinin artmasına sebep oldu. Kullanıcıların büyük kısmı, şıklığın işlevselliğin önüne geçtiğini dile getiriyor.

TEKNOFEST İstanbul’da Rekor Katılım: 1 Milyon 32 Bin Ziyaretçi Festival Coşkusunu Yaşadı
TEKNOFEST İstanbul’da Rekor Katılım: 1 Milyon 32 Bin Ziyaretçi Festival Coşkusunu Yaşadı
İçeriği Görüntüle

Okunabilirlik Sorunları Kullanıcıları Zorluyor

iOS 26 ile birlikte en sık gündeme gelen şikâyetlerden biri de arayüzde yaşanan okunabilirlik problemleri oldu. Arka planların bulanıklaştırılması ve kontrastın düşmesi, bildirimleri ayırt etmeyi güçleştiriyor. Özellikle parlak ışık altında ya da yoğun kullanım anlarında yazıların seçilmesi daha da zorlaşıyor. Klavyede yazı yazarken ortaya çıkan kaymalar ve geç tepkiler de kullanıcı deneyimini olumsuz etkiliyor. Apple, beta sürecinde gelen tepkiler üzerine bazı küçük düzenlemeler yapsa da, pek çok kişi bu değişikliklerin yeterli olmadığını savunuyor. Kullanıcı topluluklarında yapılan paylaşımlar, yeni tasarımın pratikten çok görselliğe odaklandığı görüşünü güçlendiriyor.

Kontrol Seçeneklerinin Kısıtlı Olması Eleştiri Topladı

Yeni tasarımın en çok tartışılan noktalarından biri, kullanıcıların Liquid Glass efektlerini kapatma seçeneğine sahip olmaması. Apple, yalnızca efektlerin yoğunluğunu azaltmaya imkân tanıyor. Bu durum, özellikle performans ve pil ömrü konusunda hassas olan kullanıcıları rahatsız ediyor. Sosyal medyada ve forumlarda yapılan paylaşımlar, birçok kişinin bu kısıtlamayı özgürlük ihlali olarak gördüğünü ortaya koydu. Kullanıcılar, cihazlarını kişisel tercihlerine göre daha esnek biçimde özelleştirmek isterken, Apple’ın tasarım çizgisinde ısrarcı davranması tepkilerin büyümesine yol açıyor.

Apple’dan İlk Açıklama Geldi

Artan eleştiriler üzerine Apple, resmi kanallardan bir açıklama yaptı. Şirket, yeni özelliklerin cihazlardan ek kaynak talep edebileceğini kabul ederek, bu durumun kişisel kullanım farklılıklarına göre değişiklik gösterebileceğini ifade etti. Performans ve pil ömründe küçük dalgalanmalar olabileceğini belirten Apple, yazılım güncellemeleriyle bu etkileri en aza indirmeyi hedeflediklerini açıkladı. Kullanıcı deneyimini iyileştirmek için sürekli optimizasyon yaptıklarını vurgulayan şirket, Liquid Glass’ın tamamen kaldırılacağına dair bir işaret vermedi. Bu da söz konusu tasarımın, Apple’ın uzun vadeli planlarının merkezinde yer aldığını gösteriyor.

Geçmişten Bir Hatırlatma: iOS 7 Krizi

Yaşanan bu tartışmalar, teknoloji takipçilerine 2013 yılında tanıtılan iOS 7’yi hatırlattı. O dönemde Apple, skeuomorfik tasarımdan sade ve düz çizgilere geçiş yapmış, kullanıcıların büyük kısmı başlangıçta bu değişimi yadırgamıştı. İnce yazı tipleri ve minimal simgeler, alışkanlıkları zorlamış, fakat zamanla ekosistemin vazgeçilmez bir parçası haline gelmişti. Bugün yaşanan tepkiler, benzer bir geçiş sürecinin yeniden gündeme geldiğini gösteriyor. Analistler, Liquid Glass’ın da zamanla kabul görebileceğini ancak Apple’ın kullanıcıların taleplerini dikkate alması gerektiğini belirtiyor.

Gözler Yeni Güncellemelere Çevrildi

Apple, Liquid Glass ile birlikte daha güçlü ve dikkat çekici bir görsel kimlik yaratmayı hedefliyor. Ancak bu süreçte performans ve kullanılabilirlik noktasında yaşanan sıkıntılar, markanın imajına gölge düşürebilir. Şirketin önümüzdeki güncellemelerde tasarımda ince ayarlar yapıp yapmayacağı büyük merak konusu. Kullanıcılar, özellikle okunabilirlik sorunlarının çözülmesini ve kontrol seçeneklerinin artırılmasını bekliyor. Apple’ın bu taleplere nasıl bir yanıt vereceği, iOS 26’nın geleceğini belirleyecek en önemli etkenlerden biri olacak.

Kaynak: Zeki Ersin Yıldırım