Alzheimer Dünyada En Sık Görülen Demans Türü

Alzheimer hastalığı, günümüzde milyonlarca insanı etkileyen ve demansın en yaygın türü olarak kabul edilen ciddi bir sağlık sorunu. Beyinde hücrelerin beklenenden çok daha erken ölmesiyle ortaya çıkan bu hastalık, yalnızca yaşlanmanın doğal bir süreci olarak değerlendirilmiyor. İstanbul Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Özgür Bilgin Topçuoğlu, Alzheimer’ın ilerleyici ve nörodejeneratif bir hastalık olduğunu vurgulayarak, belirtilerin günlük yaşamda dikkatle gözlemlenmesi gerektiğini ifade ediyor.

Zara’nın Büyük Değişimi: 90 Günde 16 Kilo Verdi
Zara’nın Büyük Değişimi: 90 Günde 16 Kilo Verdi
İçeriği Görüntüle

Beyin Hücre Ölümü Normalden Daha Hızlı İlerliyor

Prof. Dr. Topçuoğlu’nun açıklamalarına göre, yaşlanmayla birlikte her bireyin beyninde doğal olarak hücre ölümü gerçekleşiyor. Ancak Alzheimer hastalarında bu süreç çok daha erken ve hızlı yaşanıyor. Beyin küçülmeye başlıyor, işlevleri yavaşlıyor ve bu durum hafıza kaybı, karar verme güçlükleri ve mekânsal algıda bozulma gibi belirtilerle kendini gösteriyor. Bu nedenle hastalık yaşlanmanın kaçınılmaz bir sonucu değil, özel olarak takip edilmesi gereken bir sağlık sorunu olarak değerlendiriliyor.

Unutkanlık ve Planlama Güçlüğü Önemli Sinyaller

Alzheimer’ın ilk belirtilerinden biri unutkanlık olarak bilinse de, aslında bu tek başına tanı için yeterli değil. Prof. Dr. Topçuoğlu, unutkanlığa ek olarak günlük yaşamda plan yapma becerisinde azalma, problem çözmede zorluk, daha önce defalarca yapılmış görevlerde bile güçlük yaşanması ve kelime bulmada sorunların dikkat çekici belirtiler olduğunu söylüyor. Ayrıca eşyaları yanlış yere koymak, mekân ve zaman algısında karışıklık yaşamak, sosyal hayattan uzaklaşmak ve kişilik değişiklikleri de sürecin erken sinyalleri arasında bulunuyor.

Görsel Algı ve Mekânsal İlişkilerde Bozulma Yaşanabiliyor

Alzheimer hastalarında yalnızca hafıza değil, görsel algı da olumsuz etkilenebiliyor. Prof. Dr. Topçuoğlu, bazı hastaların pencereden dışarı bakarken gördükleri nesneleri kendilerine ait bir eşyayla karıştırabildiklerini ya da aşağıya adım atarak onlara ulaşabileceklerini sandıklarını belirtiyor. Bu durum, beynin mekânsal ilişkileri anlamakta zorlandığını ve kişinin günlük hayatını daha riskli hale getirdiğini gösteriyor.

Her Unutkanlık Alzheimer Anlamına Gelmiyor

Prof. Dr. Topçuoğlu, her unutkanlığın Alzheimer habercisi olmadığını ancak ciddiye alınması gerektiğini de vurguluyor. Vitamin eksiklikleri, depresyon, tiroit bozuklukları hatta beyin tümörleri gibi farklı sağlık sorunları da unutkanlığa yol açabiliyor. Bu nedenle, basit bir belirti gibi görünen hafıza problemleri dahi uzman hekimler tarafından incelenmeli. Erken tanı ve doğru teşhis, hem tedavi hem de yaşam kalitesi açısından büyük önem taşıyor.

Risk Faktörleri ve Koruyucu Önlemler

Alzheimer hastalığında en önemli risk faktörleri arasında yaş, aile öyküsü, geçirilmiş kafa travmaları, depresyon geçmişi ve kalp-damar hastalıkları bulunuyor. Bunun yanında düşük eğitim seviyesi ve sosyal hayattan kopukluk da belirtilerin daha erken ortaya çıkmasına neden olabiliyor. Prof. Dr. Topçuoğlu, “İşleyen beyin ışıldar” sözünü hatırlatarak, sosyal yaşamın içinde kalmanın, üretmeye devam etmenin ve zihinsel aktivitelerle meşgul olmanın hastalık belirtilerini geciktirebileceğini belirtiyor.

📌 Uzmanlara göre, Alzheimer’ın tamamen önlenmesi mümkün olmasa da, eğitimli, sosyal hayatın içinde aktif bireylerde belirtiler çok daha geç ortaya çıkıyor. Bu nedenle günlük yaşamda küçük değişiklikleri göz ardı etmemek ve risk faktörlerini azaltmak, sağlıklı bir yaşam için kritik önem taşıyor.

Kaynak: Zeki Ersin Yıldırım