Çin’de ordu ve devlet yönetimini sarsan büyük bir tasfiye süreci yaşanıyor. Devlet Başkanı Şi Cinping’in başlattığı kapsamlı temizlik operasyonu, Halk Kurtuluş Ordusu’ndaki yolsuzluk, casusluk ve hizipleşme iddiaları nedeniyle yüzlerce generalin görevden alınmasına yol açtı. Ülke genelinde derin bir siyasi kriz yaşanırken, bazı generallerden aylar geçmesine rağmen haber alınamaması da tedirginliği artırıyor. Uzmanlara göre tasfiyeler yalnızca orduyu değil, Çin’in bölgesel askeri planlarını da etkileyen büyük bir kırılma noktası oluşturuyor.
Pekin’de Başlayan Tasfiye Dalga Dalga Yayılıyor
Çin Komünist Partisi’nin en üst makamlarında süregelen rahatsızlık, tasfiyelerin kapsamını daha da genişletti. Şi Cinping’in “parti disiplini” ve “devlete sadakat” vurgusuyla başlattığı yeni süreçte, ordudaki yolsuzluk raporlarının alarm verici seviyeye ulaştığı belirtiliyor. On yılı aşkın süredir devam eden yolsuzlukla mücadele kampanyalarının beklenen etkiyi göstermemesi, devlet başkanını çok daha sert adımlar atmaya yöneltti.
Ordunun kritik birimlerinde başlayan incelemeler sonucunda yüzlerce generalin görevden alındığı, bazılarının ise soruşturma sırasında ortadan kaybolduğu iddia ediliyor. Ülkede üst düzey komuta kademesi adeta yeniden şekillenirken, Merkez Askeri Komisyon’un atamalarının dondurulması da dengeleri tamamen değiştirdi.
ABD’ye Sızan Belgeler Tasfiyelerin Fitilini Ateşledi
Tasfiye dalgasının temel nedenlerinden biri olarak 2023 yılında ortaya çıkan istihbarat sızıntısı gösteriliyor. Çin’in nükleer ve füze sistemlerinden sorumlu Roket Gücü birimindeki bazı bilgilerin ABD istihbaratına ulaştığı iddiası, Pekin yönetiminde büyük bir şok etkisi yarattı. Bu olayın ardından Şi Cinping'in ordu içinde geniş çaplı bir soruşturma başlattığı ve sadakat testinin sertleştiği belirtiliyor.
Soruşturmalar kapsamında stratejik birimlerde görev alan komutanların büyük bölümü tasfiye edilirken, bu süreç Çin’in Tayvan’a yönelik askeri planlarında gecikmelere yol açtı. Analistler, Pekin’in Tayvan için hazırladığı olası operasyon senaryolarının en az beş yıl ötelendiğini değerlendiriyor.
Ortadan Kaybolan Generaller ve Siyasi Çalkantı
Tasfiyeler yalnızca görevden almalarla sınırlı kalmadı. Intelligence Online gibi uluslararası güvenlik kaynaklarına göre bazı generallerden aylarca haber alınamaması, Çin iç siyasetinde derin bir güven krizi yarattı. Kaybolan generallerin akıbeti sır olarak kalırken, 2023 yılında görevden alınan eski Dışişleri Bakanı Qin Gang’dan hâlâ haber alınamaması da benzer endişeleri güçlendiriyor.
Pekin yönetimine yakın çevreler Qin Gang’ın yabancı istihbarat servisleriyle ilişkili olabileceğini öne sürerken, ortaya atılan bu iddialar parti içi güven bunalımının boyutunu daha da büyütüyor.
Kızıl Prensler Grubu ve Ordudaki Yeni Çatlaklar
Çin ordusu içerisindeki hizipleşmeler de tasfiyelerde önemli rol oynuyor. Bir dönem Şi Cinping’in en yakınında yer alan General Liu Yuan’ın, Devlet Başkanı’nı sert ifadelerle eleştirmesi ordu içindeki dengeleri sarstı. Liu’nun öncülük ettiği ve tarihsel kökleri Mao dönemine kadar uzanan “kızıl prensler” grubunun, mevcut yönetimi “ülkeyi felakete sürüklemekle” suçladığı iddia ediliyor.
Bu grubun ordu içinde yeniden güç kazanmaya çalıştığı, tasfiyelerin ise bu hizipleşmeyi daha da görünür hale getirdiği ifade ediliyor. Uzmanlar, Çin ordusunda yaşanan bu çatlakların artık klasik bir iç hizipleşmenin ötesine geçtiğini ve “devlet içi muhalefet” niteliğine dönüştüğünü belirtiyor.
Asya-Pasifik Bölgesinde Güvenlik Dengeleri Değişiyor
Çin’deki tasfiyelerin yalnızca ulusal ölçekte değil, uluslararası arenada da etkileri hissediliyor. Asya-Pasifik ülkeleri, Pekin’deki bu kriz nedeniyle güvenlik politikalarını yeniden gözden geçirmeye başladı. Bölgedeki askeri hareketlilik yakından takip edilirken, Çin ordusundaki komuta boşluklarının kıtada yeni belirsizliklere yol açtığı değerlendiriliyor.
Çin’in iç siyasi yapısını sarsan tasfiye süreci devam ederken, ordu içindeki dengelerin nasıl şekilleneceği ve Devlet Başkanı Şi Cinping’in bu kriz karşısında nasıl bir yol izleyeceği merakla takip ediliyor.