Avrupa’dan Dönen Ürünler Krizin Fitilini Ateşledi
Türkiye’nin kuru incir ihracatında önde gelen firmalarından biri olan Sante Gıda, uluslararası pazarda yaşadığı gıda güvenliği sorunları nedeniyle konkordato başvurusunda bulundu. Avrupa Birliği ülkelerine gönderilen sevkiyatlarda aflatoksin ve okratoksin kalıntılarının tespit edilmesi, ürünlerin geri gönderilmesine yol açtı. Bu durum şirketin mali yapısını sarsarken, uzun yıllardır sürdürdüğü ihracat faaliyetlerini tehlikeye attı. Şirketin içine düştüğü kriz, yalnızca kendi geleceğini değil, Türkiye’nin kuru incir ihracatındaki konumunu da doğrudan etkiliyor.
Üç Nesildir Sektörde Olan Aile Şirketi Zor Günler Yaşıyor
Sante Gıda, yaklaşık 25 yıllık ticari geçmişi ve üç nesildir süregelen aile işletmesi yapısıyla biliniyordu. Yıllar boyunca Aydın’ın Nazilli ilçesindeki modern tesislerinde üretim yapan firma, Avrupa’dan ABD’ye, Çin’den Avustralya’ya kadar toplamda 14 ülkeye ihracat gerçekleştiriyordu. Ancak Avrupa pazarında gıda güvenliği standartlarının son dönemde daha da sıkılaşması, firmanın yükünü ağırlaştırdı. Almanya, Fransa, İtalya ve İngiltere gibi en büyük pazarlardan gelen iade kararları, şirketin finansal açıdan ayakta kalmasını zorlaştırdı.
Aflatoksin Krizi Tüm İhracatçıları Etkiliyor
Uzmanlara göre Sante Gıda’nın yaşadığı sıkıntılar sadece firmaya özgü değil. Gıda mühendisleri, aflatoksin sorununu iklim koşulları, tarımda kullanılan yöntemler ve depolama süreçlerindeki eksikliklerle bağlantılı sistemsel bir problem olarak değerlendiriyor. Avrupa Birliği, kuru incir, kayısı ve fındık gibi tarım ürünlerinde aflatoksin tespit edilmesi halinde ürünleri geri göndermeye devam ediyor. Bu nedenle sadece Sante Gıda değil, tüm kuru incir ihracatçıları aynı riskle karşı karşıya bulunuyor. Sektör temsilcileri, “Bu kriz tüm ihracatçılar için tehdit oluşturuyor” diyerek, sorunun tarımdan üretime kadar geniş bir zinciri ilgilendirdiğini dile getiriyor.
5 Bin Metrekarelik Tesis ve Büyük Üretim Kapasitesi
Nazilli’nin Bozyurt Mahallesi’nde 5 bin metrekarelik bir alanda faaliyet gösteren Sante Gıda, yıllık üretim kapasitesiyle Türkiye’nin en güçlü ihracatçılarından biri konumundaydı. Firma her yıl 1.500 ton konvansiyonel kuru incir, 750 ton organik incir ve 250 ton kuru kayısı üretiyordu. Bu kapasite sayesinde, şirket yalnızca Ege Bölgesi’nde değil, ülke genelinde kuru incir ihracatının lokomotiflerinden biri olarak biliniyordu. Ancak yaşanan kriz, bu güçlü üretim kapasitesinin durma noktasına gelmesine neden oldu.
200’den Fazla Çalışan ve Yerel Üreticiler Tehlikede
Sante Gıda’nın konkordato süreci, sadece şirket yönetimini değil, bölgede yaşayan yüzlerce aileyi de derinden etkiledi. Şirketin doğrudan istihdam ettiği 200’den fazla çalışan, fabrikanın üretim hacmine bağlı olarak düzenli gelir elde ediyordu. Bunun yanı sıra Nazilli ve çevresindeki müstahsiller de ürünlerini büyük ölçüde Sante Gıda’ya satarak geçim sağlıyordu. Yaşanan krizle birlikte hem çalışanların iş güvencesi hem de üreticilerin gelir kaynakları ciddi şekilde tehlikeye girdi. Yerel ekonomi uzmanları, bunun sadece bir firmanın sorunu olmadığını, tarım ve ihracat zincirinin tamamını etkileyen bir gelişme olduğunu ifade ediyor.
Sektörün Geleceği Tartışma Konusu Oldu
Sante Gıda’nın konkordato başvurusu, Türkiye’de tarım ve gıda ihracatı yapan firmaların geleceği açısından kritik bir uyarı niteliğinde değerlendiriliyor. Sektör uzmanları, aflatoksin sorununa karşı daha sıkı denetimler yapılması, depolama ve işleme süreçlerinde yeni teknolojilerin kullanılması gerektiğini belirtiyor. Aksi halde benzer sorunların farklı firmalarda da yaşanabileceği uyarısı yapılıyor. Özellikle Avrupa Birliği’nin sertleşen gıda güvenliği politikaları, Türk tarım ürünleri ihracatının sürdürülebilirliği için büyük bir sınav niteliği taşıyor.