İsrail’in kuzeyinde yer alan Hippo antik kentinde yapılan kazılar, arkeoloji dünyasında büyük heyecan yarattı. Arkeologlar, taş duvarların içine gizlenmiş halde 1500 yıllık Bizans hazinesi ortaya çıkardı. 97 altın sikke ve inci işlemeli mücevherlerden oluşan bu olağanüstü keşif, “arkeolojik bir mucize” olarak tanımlandı. Eserlerin neredeyse hiç bozulmadan günümüze ulaşması, Bizans döneminin zenginliğine ve ustalığına ışık tutuyor.
Celile Kıyısında 1500 Yıllık Gizemli Hazine Ortaya Çıktı
Kazı çalışmaları, Celile Denizi yakınlarındaki Hippo antik kentinde sürdürülen arkeolojik araştırmalar sırasında gerçekleştirildi. Bölge, tarih boyunca Bizans İmparatorluğu’nun önemli kültürel ve ticari merkezlerinden biri olarak biliniyor. Kazı ekibi, metal dedektörlerin verdiği olağan dışı sinyallerin ardından taş duvarların arasında gizlenmiş bir boşluk tespit etti.
Yapılan dikkatli kazı sonucunda, 97 adet altın sikke ve inci, akik, zümrüt gibi taşlarla süslenmiş mücevherler bulundu. Arkeologlar, bu hazinenin muhtemelen bir zanaatkâr veya tüccar tarafından dönemin çalkantılı döneminde güvenlik amacıyla saklandığını düşünüyor.
Nadir Kıbrıs Darplı Sikke Bilim Dünyasında Heyecan Yarattı
Bulunan eserler arasında yer alan Kıbrıs darplı bir tremissis altın sikkesi, uzmanlar tarafından en dikkat çekici bulgu olarak değerlendirildi. Bu özel sikkenin üzerinde Bizans İmparatoru Herakleios ve oğlu Herakleios Konstantin’in portreleri yer alıyor.
Numizmatik uzmanlarına göre bu detay, yalnızca sanatsal bir başarı değil, aynı zamanda Bizans İmparatorluğu’nun aile temsili ve siyasi propaganda anlayışını da yansıtıyor. Sikke, 610’lu yıllara tarihleniyor ve dönemin Akdeniz ticaret rotalarına dair ipuçları sunuyor.
Duvar Arasına Saklanan Define Kusursuz Şekilde Korunmuş
Kazı başkanları, hazinenin bulunduğu alanın olağanüstü bir koruma sağladığını belirtiyor. Sikkeler ve mücevherler, taş duvarın içinde bez bir torba içinde özenle saklanmış. Hatta bazı sikkelerin üzerinde torbanın dokuma izlerinin hâlâ görülebildiği bildirildi.
Bu detay, hazineyi saklayan kişinin o dönemdeki siyasi veya askeri kargaşadan korunmak için hızlıca hareket ettiğini düşündürüyor. 1500 yıl boyunca neredeyse hiç bozulmadan kalan bu eserler, Bizans’ın metal işleme ve saklama tekniklerinin ne kadar gelişmiş olduğunu da gözler önüne seriyor.
Bizans Kuyumculuğunun Zirve Noktası
Kazı ekibine göre, mücevherlerde kullanılan işçilik, Bizans döneminde kuyumculuk sanatının en üst düzeye ulaştığını gösteriyor. İnci, akik, zümrüt ve altının bir arada işlendiği takılar, dönemin estetik anlayışının yanı sıra sosyal statü göstergesi olarak da değerlendiriliyor.
Arkeologlar, bu mücevherlerin yalnızca bir zenginlik simgesi değil, aynı zamanda Bizans toplumunda kadınların ve soylu ailelerin ekonomik gücünü de temsil ettiğini belirtiyor. İnci ve değerli taşların binlerce yıl geçmesine rağmen parlaklığını koruması, dönemin işçilik kalitesini bir kez daha kanıtlıyor.
Hippo Antik Kenti: Keşiflerin Bitmediği Arkeolojik Hazine
Hippo, son yıllarda ortaya çıkan bulgularla arkeoloji dünyasının gözdesi haline geldi. Aynı bölgede geçtiğimiz yıllarda yapılan kazılarda, üzerinde “Yaşlılara Esenlik” yazısı bulunan ve dünyanın bilinen en eski Hristiyan huzurevi olarak tanımlanan bir yapı bulunmuştu.
Yeni keşfedilen bu Bizans hazinesi, Hippo’nun yalnızca dini bir merkez olmadığını, aynı zamanda ekonomik ve kültürel olarak da gelişmiş bir kent olduğunu gösteriyor. Arkeologlar, bu tür bulguların Bizans dönemine ait günlük yaşam ve ticaret hakkında önemli bilgiler sunduğunu ifade ediyor.
Bilim Dünyasında Büyük Yankı Uyandırdı
Hippo’daki bu keşif, uluslararası arkeoloji çevrelerinde büyük yankı uyandırdı. Uzmanlar, hazinenin yalnızca bir define değil, Bizans İmparatorluğu’nun ekonomik düzeni, ticari ağları ve sanat anlayışı hakkında da değerli bilgiler sunduğunu vurguluyor.
Eserler, şu anda İsrail Eski Eserler Kurumu tarafından koruma altına alındı ve incelenmeye devam ediyor. Önümüzdeki aylarda sergilenmesi planlanan bu olağanüstü koleksiyonun, Bizans tarihine dair yeni araştırmalara ışık tutması bekleniyor.
Hippo kazılarında ortaya çıkan 1500 yıllık bu hazine, bir kez daha gösterdi ki tarih, bazen en büyük sırlarını taş duvarların ardında saklıyor.
