Dünya

İran'dan Uluslararası Kriz: UAEA Başkanı Grossi'ye Ülkeye Giriş Yasağı

İran ile Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) arasında uzun süredir gerilimli olan ilişkiler, son gelişmelerle daha da tırmandı. Tahran yönetimi, UAEA Başkanı Rafael Mariano Grossi’nin artık ülkeye girişine izin verilmeyeceğini duyurdu.

Abone Ol

Tahran Yönetiminden Sert Tepki: Grossi Artık İran'a Giremeyecek

İran ile Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) arasında uzun süredir gerilimli olan ilişkiler, son gelişmelerle daha da tırmandı. Tahran yönetimi, UAEA Başkanı Rafael Mariano Grossi’nin artık ülkeye girişine izin verilmeyeceğini duyurdu. Bu karar, Grossi’nin İran'ın nükleer tesislerine yönelik saldırılar karşısında sessiz kalması ve bu saldırıları dolaylı olarak meşrulaştırdığı gerekçesiyle alındı. İranlı yetkililer, Grossi’yi açıkça İsrail adına hareket etmekle ve ABD ile koordineli bir tutum sergilemekle suçluyor.

İran, başta Natanz olmak üzere çeşitli nükleer tesislerinin hedef alındığı saldırıların ardından, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın bu eylemleri açıkça kınamamasını büyük bir ihanet olarak görüyor. İran lideri Ayetullah Ali Hamaney’in başdanışmanlarından Ali Laricani de sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Grossi’ye açık bir mesaj vererek “Savaş bitince onun hesabını göreceğiz” ifadelerini kullandı. Bu açıklamalar, Grossi’ye yönelik öfkenin sadece teknik düzeyde değil, siyasi ve ideolojik boyutta da derinleştiğini gösteriyor.

İran Meclisi'nden Ezici Destekle Gelen Yasak Kararı

İran Meclisi, 25 Haziran 2025 tarihinde gerçekleştirilen oylamada, İsrail ve ABD'nin İran topraklarına yönelik saldırılarını kınamayan UAEA ile tüm iş birliğinin askıya alınmasını içeren yasa tasarısını ezici çoğunlukla kabul etti. 290 milletvekilinden 221’inin desteğiyle kabul edilen tasarı, aynı gün Anayasayı Koruyucular Konseyi tarafından da onaylanarak yürürlüğe girdi. Bu yasa kapsamında artık İran topraklarına hiçbir UAEA denetçisi giremeyecek, ajansa nükleer çalışmalarla ilgili hiçbir bilgi verilmeyecek ve ülkenin nükleer programı üzerindeki uluslararası denetim mekanizmaları durdurulacak.

Yasanın içeriğinde özellikle Rafael Grossi'nin adının yer alması dikkat çekti. İranlı yetkililer, Grossi’yi yalnızca görev ihlaliyle değil, “casusluk” ile suçluyor. Mecliste alınan karar doğrultusunda Grossi ile İran hükümetinin herhangi bir şekilde temas kurması da yasaklandı. Grossi’ye yöneltilen bu suçlamalar sadece siyasi değil, aynı zamanda cezai anlamda da ciddi sonuçlar doğurabilecek nitelikte.

Yasa, 1969 tarihli Viyana Sözleşmesi'nin 60. maddesi temel alınarak iki özel şartın yerine getirilmesi durumunda yürürlükten kalkacak. Bunlardan ilki “Güvenlik Güvencesi” olarak tanımlanıyor; İran’ın toprak bütünlüğünün, nükleer tesislerinin ve bilim insanlarının uluslararası hukuk çerçevesinde korunması gerektiği ifade ediliyor. İkinci şart ise “Hak Güvencesi” olup, İran'ın Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması (NPT) kapsamında sahip olduğu uranyum zenginleştirme hakkına tam saygı gösterilmesini içeriyor. Bu şartların sağlandığı yalnızca İran Atom Enerjisi Kurumu ve Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi onayıyla tescillenebilecek.

Grossi’den Tepki ve İran'dan Sert Yanıtlar

Kararın ardından Rafael Grossi, İran'ın UAEA ile olan iş birliğini tek taraflı olarak askıya almasını “büyük bir endişe kaynağı” olarak nitelendirdi. Grossi, İran’ın NPT’ye imza atmış bir ülke olduğunu hatırlatarak, bu nedenle denetim sistemine tabi olması gerektiğini vurguladı. Ayrıca İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi’ye yazdığı bir mektupta, nükleer tesisleri ziyaret etme talebini yinelediğini belirtti. Ancak bu talep, İran’da ciddi tepkiyle karşılandı.

Arakçi, Grossi’yi “görevine ihanet” etmekle suçladı ve saldırıya uğrayan nükleer tesisleri ziyaret etme ısrarını kötü niyetli bir çaba olarak tanımladı. İran'da yayın yapan devlet gazetesi Keyhan ise daha ileri giderek, Grossi’nin ülkeye girmesi durumunda casusluk suçlamasıyla yargılanması gerektiğini yazdı.

Meclis Başkan Vekili Muhammad Hacibabayi de yaptığı açıklamada, İran’ın artık UAEA’nın nükleer tesislerde yeni kamera kurmasına izin vermeyeceğini ve Grossi’nin ülke topraklarına ayak basmasının mümkün olmayacağını söyledi. Aynı gün, Tahran’da düzenlenen toplu cenaze töreninde konuşan bir diğer Başkan Vekili Ali Nikzad ise, Grossi’yi “yalancı” olarak niteleyip, “bunun bedelini mutlaka ödeyecek” diyerek İran’ın kararlılığını açıkça ortaya koydu.

İran’ın bu kararı, sadece teknik ve diplomatik bir kopuş anlamına gelmiyor; aynı zamanda nükleer programına yönelik denetimlere büyük bir darbe indiriyor. Uluslararası kamuoyu ise bu gelişmeyi kaygıyla izliyor. İran’ın UAEA ile olan tüm bağlarını kesmesi, nükleer faaliyetlerinin şeffaflığına dair ciddi soru işaretleri yaratırken, bölgedeki gerilimi de tırmandırıyor. Taraflar arasında yeni bir diplomatik kriz kapıda olabilir.